7 Kasım’da “Özel’in gölge kabinesi için geri sayım” başlıklı yazıda CHP’nin yeni MYK’sının genel başkan Özel tarafından “gölge kabine” perspektifiyle oluşturulacağını belirtmiş ve teorik olarak gölge kabine üzerinde durmuştum. CHP’nin yeni genel başkanı bir televizyon programında MYK’sını gölge kabine anlayışına göre oluşturacağını belirtse de medyada bunun üzerinde bizden başka kimsenin durduğunu en azından bendeniz fark etmedim.
Nitekim Özel’in bugünkü ilk PM toplantısı sonrasında açıkladığı gölge kabine (MYK) sürpriz olmadı. Gölge kabine sistemine göre her bakanlığın karşısına MYK’ya bir PM Üyesi yerleştirildi. Örneğin, daha önce üzerinde durduğum üzere PM’de bir idareci olmadığı için (E. Vali, vb.) İçişlerinin karşılığına daha önce TBMM’de bu alanla ilgili komisyonda çalışan ve hukukçu olan İzmir Milletvekili Murat Bakan getirildi. Ki, Bakan’ı gölge kabinede yer alacak isimler arasında zikretmiştim. Gölge kabinede, yani MYK’da yer almasına kesin gözüyle baktığım ve genel sekreter olmasını beklediğim Selin Sayek Böke’de de yanılmadım. Belki parti sözcülüğünün de onun uhdesinde olabileceğini öngörmüştüm ancak İzmir kanadından bir başka isim, Deniz Yücel bu göreve getirildi. Yukarıda referans verdiğim yazının bir yerinde şöyle demiştim:
“Zonguldak Milletvekili Yavuzyılmaz iki listede de yer almamasına karşın delegenin onayını aldı ve Özel’in listesini deldi. Özel’in onu MYK’ya almasına şaşırmam. Zaten çalışkan bir milletvekili, mühendis bakışı da getirir kurula. Salıcı’nın listesinden seçilen Aylin Nazlıaka da beğendiğim, çalışkan bir siyasetçi. O da PM Üyesi ve Kadın Kolları Genel Başkanı olarak CHP’ye katkıda bulunmayı Özel’le uyumlu bir şekilde sürdürecektir diye düşünüyorum.”
Özel, nitekim iki listede de yer almayan Yavuzyılmaz ve Salıcı’nın Denge ve Denetleme Listesi’nde yer alan Nazlıaka’yı MYK’ya alarak çok doğru bir adım atarak partinin birlik ve beraberliği adına da, liyakat adına da güven verdi. Özel bu iki isimle de kalmadı; Mehmet Tüm, Koza Yardımcı gibi başka isimler de aldı MYK’ya.
Söz konusu önceki yazıda MYK’da yer almasını öngördüğüm isimlerden ikisi dışında hepsine görev verildi. Şöyle öngörmüştüm:
“Akademik kesimden; S.S. Böke, İlhan Uzgel, Volkan Demir, Yalçın Karatepe. Armağan Erdoğan ve Gülşah Deniz Atalay da bu kategoride sayılabilir. Emekli Tümamiral Yankı Bağcıoğlu’nun da askerlik-güvenlik-savunma politikaları için MYK’da yer alması muhtemel. TBMM Grubundan İstanbul Milletvekilleri birinci ve ikinci sırada yarışı tamamlayan Gökan Zeybek ve Özgür Karabat ile sekizinci sıradan seçilen Suat Özçağdaş; altıncı sıradan seçilen Ankara Milletvekili Gamze Taşçıer; yedinci sıradan seçilen İzmir Milletvekili Murat Bakan ile BYKP’den seçilen yine İzmir Milletvekili Gökçe Gökçen; Sivas Milletvekili Ulaş Karasu ve Adana Milletvekili Burhanettin Bulut.”
Tabiî şu da çok açık ki bu MYK, ister istemez İmamoğlu-Özel ittifakını yansıttığı gibi aynı zamanda partideki birlik ve beraberliği de gözeten kapsayıcı bir kurul. O yüzden çok beklenen birkaç isim dışarıda kaldığı gibi hiç beklenmeyen birkaç isim de içeride.
Sonuç olarak Özel’in işi kolay değil. Bir yandan partiyi toparlayacak, birlik beraberliği sağlayacak, bir yandan da verdiği sözleri tutarak yeni bir tüzükle partiyi büyütecek ve kapılarını halka açacak adımları atacak. Ve üstelik partiyi yerel seçimlere hazırlayarak ilk sınavını verecek. Yeni kaptan olarak karaya oturan gemiyi yüzdürüp güvenli sularda doğru rotada yolculuğuna devam ettirecek. Bu noktada yeni kaptana “rüzgarın bol, pruvan neta olsun” demek gerek. CHP kamuoyunun Kılıçdaroğlu’na verdiği 13 yıl küsur kredinin hiç olmazsa üçte birini (bir yerel, bir genel seçim) Özel’e vermesi gerek. Salıcı ve arkadaşlarının da, partideki herkesin de soğukkanlılıkla değişime katkıda bulunup seçmenin, toplumun da yeni sayfayı nasıl karşıladığına bakması gerek.
login
who are we?
contact us
qosheapp
Toi Staff
Gideon Levy
Belen Fernandez
Andrew Mitrovica
Mort Laitner
Nikkei Editorial
Rami G Khouri
Ali Fathollah-Nejad
visit website
