İzmir Büyükşehir’de ve 30 ilçesindeki yerel seçim yarışında nabız atışı seçime 52 gün kalmışken her geçen gün artıyor. Kuşkusuz İstanbul çok önemli ve AK Parti’nin “Yeniden İstanbul” heyecanı ve arzusu yüksek. Ancak Ekrem İmamoğlu da kurduğu İstanbul İttifakı ile “Tam Yol İleri” çıkışını çoktan yaptı ve ileriye dönük siyasi iddiası için kazanmaya mecbur. Atila İlhan’ın “Ben sana mecburum” dizesi İmamoğlu açısından durumu özetliyor. İzmir, 2019’da İstanbul ve Ankara alınmadan önce CHP’nin en büyük kamusal yönetim adresiydi. Bu bağlamda çok önemli bir simgeydi. İzmir, aynı zamanda AK Parti’nin kurulduktan ve ilk seçimde iktidara geldikten sonraki bütün yerel seçimlerde açık ara kaybettiği bir yer, “nirvana”sı idi.

Sosyal demokratlar 1999’da DSP’den seçilen Ahmet Piriştina’dan itibaren sonra da 2004-2009-2014-2019’da seçilen CHP’li belediye başkanlarının 25 yıldır yönettiği İzmir’deki yerel seçim sonuçlarına AK Parti’nin iktidar döneminde baktığımızda şu tabloyu görüyoruz:

2004: İkinci kez CHP’nin adayı olarak seçime giren Piriştina yüzde 47,1 oyla kazanırken il başkanı iken AK Parti adayı olan Taha Aksoy yüzde 32,5’ta kaldı. (Piriştina kısa süre sonra vefat edince Bornova Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu meclisteki oylama sonucunda Büyükşehir Belediye Başkanı seçildi).

2009: CHP adayı Kocaoğlu partinin oyunu artırarak yüzde 56,1 ile seçildi. AK Parti’den yeniden aday olan Aksoy ise yüzde 30,3 oy alabildi bu kez. Kocaoğlu’nun önceki seçimde yüzde 4,1 alan SHP oylarının yanında iktidar partisinden de 2 puanın üzerinde oy aldığı görüldü.

2014: CHP’nin adayı Kocaoğlu yüzde 49,6 ile bir önceki seçime göre yüzde 6,5 oy kaybederek seçimi kazandı. CHP’nin kaybettiği oyların yüzde 3,35’i HDP adayına, bir kısmı da AK Parti adayına gitti. AK Parti adayı Binali Yıldırım yüzde 35,9’da kaldı.

2019: CHP’nin adayı bu kez iki dönem Seferihisar Belediye Başkanı olan Tunç Soyer’di ve İzmir’de yüzde 58,1 ile en yüksek oyla seçilen 35. Büyükşehir Belediye Başkanı oldu. Ancak bu seçime CHP’nin IYİ Parti ile ittifak halinde girdiğini ve HDP’nin de aday çıkarmamak suretiyle zımnen ittifaka dahil olduğunu kaydedelim. Buraya bir not daha düşmek gerek; 2017 Anayasa Değişikliği Referandumunda “hayır” bloku yüzde 68,8 oy almıştı ve İzmir’e o süreçte “hayırın başkenti” sıfatını yakıştırmıştım. AK Parti’nin adayı yine eski bakan Nihat Zeybekçi AK Parti adına en yüksek oy olan yüzde 38,6 aldı. Ancak bu oyların Cumhur İttifakı olarak alındığını kaydedelim ve aslında sadece AK Parti’nin adayı olarak 2014’te seçime giren Yıldırım’ın partisi adına zirvede olduğunu görelim.

Peki 2024 yerel seçimlerinde, daha doğrusu 52 gün sonra ne olacak? İzmir’i seçim akşamında nasıl bir tablo bekliyor?

CHP’nin de AK Parti’nin de bu seçimde İzmir’deki oyun planını değiştirdiğini görüyoruz. Özgür Özel’in genel başkanlığında seçime giden CHP’nin İzmir’deki siyasi yaklaşımı Özel’in ifadesinde kendisini gösteriyor: “Değişimi görmek isteyenler İzmir’e baksın.”

CHP, sancılı bir süreç sonunda İzmir Büyükşehir’de siyaseten “değişim” diyen ve kurultayda CHP’nin 56 İzmir delegesi içinde üç doğal delege İzmir milletvekili Bakan, Gökçen ve Yücel’in dışında Özel’in lehine ilk tavır alan Karşıyaka Belediye Başkanı Cemil Tugay’ı aday gösterdi. Üçü metropoldeki üç büyük ilçede; Karabağlar, Konak ve Karşıyaka’da olmak üzere İzmir’de tam dokuz kadın belediye başkan adayı gösterildi. 12 belediye başkan adayı 40 yaşın altında. CHP’nin İzmir’deki sadece üç ilçede mevcut belediye başkanları yeniden aday yapıldı. Kısacası İzmir’de çok radikal bir aday değişimi gerçekleştirdi CHP. Şu sıralar parti örgütleri, mevcut başkanlar yanında seçmen de bu tabloyu hazmetme sürecinde. Ancak bu sürecin 14 Şubat’ta noktalanacağını söyleyebilirim. Çünkü bu tarihte genel başkan Özel’in de katılımıyla aday tanıtım toplantısı var. Orada kenetlenme olur ve İzmir’deki sosyal demokrat iktidarın devamı için ertesi günden itibaren de “Kent İttifakı” için de süratli adımlar atılır. Yalnız bunun için CHP’nin saha çalışmalarında “bizim ev, bizim kahve, bizim dernek”ten çıkıp görece zayıf olduğu; ikinci parti olduğu kesimlere uzanması gerekiyor. Gerek il gerek ilçe ölçeğinde seçmen deseninin tamamına seslenmesi gerekiyor. CHP’nin şunu iyi düşünmesi gerekir: “Biz 25 yıldır yerelde iktidar olduğumuz halde, Büyükşehir ve 20’nin üzerinde ilçeyi yönettiğimiz halde AK Parti nasıl oluyor da İzmir’de yüzde 38,6 oy alabildi son yerel seçimde? Bu noktada yapılacak bir iş de ilçelerde belediye meclis üyesi adaylarının da liyakatla ve sivil toplumun dikkate alınmasıyla birlikte ilçe deseni ile örtüşmesi, yani herkesin orantılı temsilidir. Buna çok dikkat etmek gerekir. Biraz daha açayım; küçük dominant gruplara yer açayım derken büyük grupları ihmal etmemeli CHP. Seçime tek başına girdiğini ve kent ittifakı kurmak zorunda olduğunu unutmamalı. Geleneksel seçmen tabanı yanında başlıca rakibinin sarkmaya meyilli olduğu İç Ege’ye; Manisa, Uşak, Kütahya, Afyon ve Denizli kökenlilere yabancı kalmamalı. Keza İzmir’in omurgasını oluşturan Rumeli kesiminin (Adalar, Selanik, Batı Trakya, Balkanlar) temsiliyeti önemli. CHP’nin Kürt kökenli yurttaşlarla kontağı da önemli. Bilhassa AK Parti’nin Konak ve Karabağlar adaylarına karşı çok optimal meclis üyesi aday örgüsü şart. AK Parti, Konak’ta İzmir Milletvekili ve Mardinli Ceyda Bölünmez Çankırı’yı aday gösterdi. Karabağlar’da da bölge seçmenine hitap eden ve Karabağlar kaymakamı, İzmir Vali Yardımcısı olarak görev yapan adayı çok iddialı AK Parti’nin. Bu bağlamda Nilüfer Çınarlı Mutlu’nun Konak’ta, Helin İnan Kınay’ın Karabağlar’da Büyükşehir adayı, il başkanı ve ilçe başkanları ile birlikte meclis örgüsünü rakibinin avantajlarını dengeleyecek şekilde oluşturması şart. Öteyandan CHP, futbol şehri İzmir’de kulüpleri, taraftar gruplarını da ihmal etmemeli. Süper Lig’e en yakın olan Göztepe yanında asırlık diğer markalar Altay, Karşıyaka, Altınordu ve İzmirspor camiaları ihmale gelmez. CHP’nin Büyükşehir adayı Tugay artık müstakbel “İzmir’in şehremini” olarak öncelikle Süper Lig’e en yakın olan Göztepe başta olmak üzere bütün İzmir kulüplerini kucaklamalı. Unutmamalı ki AK Parti, İzmir’deki iki stat yatırımı üzerinden Göztepe ve Altay camiaları ile güçlü kontak peşinde. CHP tribünlere yabancı kalmamalı.

AK Parti Genel Başkanı Erdoğan, İzmir’deki oyun planını ikinci kez değiştirdi. İlk iki seçimde il başkanını aday göstermiş ve nal toplamıştı. 2014 ve 2019’da ise iki önemli bakanını aday gösterdi ancak yine beklediğini bulamadı. Bu defa İzmir’deki etkili bir figürünü, birkaç dönem İzmir Milletvekilliği yanında iletişim ve tanıtımdan sorumlu genel başkan yardımcısı olan Hamza Dağ’ı aday gösterdi. Erdoğan, neyin olmadığını gördü, şimdi neyin olabileceğine bakıyor. Dağ, kampanyasına parti logosunu kullanmadan başladı ve herkese hitap ettiği mesajını vermeye çalışıyor. CHP İzmir İl Başkanı Aslanoğlu bunu çok yerinde bir şekilde deşifre etti. Dağ’ın Gül Sokak ziyareti, futbol çevrelerine girmesi de kampanyası hakkında ipucu veriyor.

6 Şubat itibariyle Cumhur İttifakı partilerinde YRP çatlağı var. DEM Parti’nin aday gösterip göstermeyeceği henüz belli değil. Ancak gösterse de genel seçimde baraj kaygısıyla bu partiye oy veren seçmenin en az yarısının yerelde CHP adayına oy vereceğini söyleyebilirim. YRP ve TİP dışındaki küçük partilerin aday göstermesi sonucu etkilemez ancak bu iki partinin aday gösterip göstermemesi, gösterirse alacağı oylar sonucu bir ölçüde etkileyebilir.

Girişte AK Partili dönemin İzmir yerel seçim istatistiğini verdim. CHP’nin SHP ve HDP gibi oy bölünmelerine karşın en düşük oyunun yüzde 47,1 olduğu görülüyor. Cumhur İttifakı’nın en yüksek oyu ise 38,6. Ancak şimdi CHP’nin de AK Parti’nin de oyun planı değişti ve bakalım sonuca nasıl etki edecek? Fakat CHP’nin dersini çok iyi çalışması, önlemlerini alması, akıl uyarılara kulak vermesi şart. Aksi halde aradaki makas kapanmasa da azalabilir. Bu da CHP’nin metropolde ilk kez belediye kaybetmesi anlamına gelir. CHP’nin hedefi İzmir’de her yerel seçimde olduğu gibi yine 31-0 olmalıdır. Yığınağını bu hedefe göre yapmalıdır. Umuyorum ki değişen ve gençleşen CHP seçmende olumlu karşılık bulur. Son sözü sandıkta seçmen söyleyecek ve sonucu hep birlikte göreceğiz.

QOSHE - MUZAFFER AYHAN KARA YAZDI- İZMİR’DE CHP’NİN VE AKP’NİN OYUN PLANI DEĞİŞTİ - Muzaffer Ayhan Kara
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

MUZAFFER AYHAN KARA YAZDI- İZMİR’DE CHP’NİN VE AKP’NİN OYUN PLANI DEĞİŞTİ

9 0
07.02.2024

İzmir Büyükşehir’de ve 30 ilçesindeki yerel seçim yarışında nabız atışı seçime 52 gün kalmışken her geçen gün artıyor. Kuşkusuz İstanbul çok önemli ve AK Parti’nin “Yeniden İstanbul” heyecanı ve arzusu yüksek. Ancak Ekrem İmamoğlu da kurduğu İstanbul İttifakı ile “Tam Yol İleri” çıkışını çoktan yaptı ve ileriye dönük siyasi iddiası için kazanmaya mecbur. Atila İlhan’ın “Ben sana mecburum” dizesi İmamoğlu açısından durumu özetliyor. İzmir, 2019’da İstanbul ve Ankara alınmadan önce CHP’nin en büyük kamusal yönetim adresiydi. Bu bağlamda çok önemli bir simgeydi. İzmir, aynı zamanda AK Parti’nin kurulduktan ve ilk seçimde iktidara geldikten sonraki bütün yerel seçimlerde açık ara kaybettiği bir yer, “nirvana”sı idi.

Sosyal demokratlar 1999’da DSP’den seçilen Ahmet Piriştina’dan itibaren sonra da 2004-2009-2014-2019’da seçilen CHP’li belediye başkanlarının 25 yıldır yönettiği İzmir’deki yerel seçim sonuçlarına AK Parti’nin iktidar döneminde baktığımızda şu tabloyu görüyoruz:

2004: İkinci kez CHP’nin adayı olarak seçime giren Piriştina yüzde 47,1 oyla kazanırken il başkanı iken AK Parti adayı olan Taha Aksoy yüzde 32,5’ta kaldı. (Piriştina kısa süre sonra vefat edince Bornova Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu meclisteki oylama sonucunda Büyükşehir Belediye Başkanı seçildi).

2009: CHP adayı Kocaoğlu partinin oyunu artırarak yüzde 56,1 ile seçildi. AK Parti’den yeniden aday olan Aksoy ise yüzde 30,3 oy alabildi bu kez. Kocaoğlu’nun önceki seçimde yüzde 4,1 alan SHP oylarının yanında iktidar partisinden de 2 puanın üzerinde oy aldığı görüldü.

2014: CHP’nin adayı Kocaoğlu yüzde 49,6 ile bir önceki seçime göre yüzde 6,5 oy kaybederek seçimi kazandı. CHP’nin kaybettiği oyların yüzde 3,35’i HDP adayına, bir kısmı da AK Parti adayına gitti. AK Parti adayı Binali Yıldırım yüzde 35,9’da kaldı.

2019: CHP’nin adayı bu kez iki dönem Seferihisar Belediye Başkanı olan Tunç Soyer’di ve İzmir’de yüzde 58,1 ile en yüksek oyla seçilen 35. Büyükşehir Belediye Başkanı oldu. Ancak bu seçime CHP’nin IYİ Parti ile ittifak halinde girdiğini ve HDP’nin de aday çıkarmamak suretiyle zımnen ittifaka dahil olduğunu kaydedelim. Buraya bir not daha düşmek gerek; 2017 Anayasa Değişikliği Referandumunda “hayır” bloku yüzde 68,8 oy almıştı ve İzmir’e o süreçte “hayırın başkenti” sıfatını yakıştırmıştım. AK Parti’nin adayı yine eski bakan Nihat Zeybekçi AK Parti adına en yüksek oy olan yüzde 38,6 aldı. Ancak bu oyların Cumhur İttifakı olarak alındığını kaydedelim ve aslında sadece AK Parti’nin adayı olarak 2014’te seçime giren Yıldırım’ın partisi adına zirvede olduğunu görelim.

Peki 2024 yerel seçimlerinde, daha doğrusu 52 gün sonra ne olacak? İzmir’i seçim akşamında nasıl bir tablo bekliyor?

CHP’nin de........

© Yurtseverlik


Get it on Google Play