Avrupa’da çiftçi eylemleri her geçen gün yaygınlaşıyor. Yüz binlerce çiftçi, Avrupa Birliği'nin tarım politikalarını protesto etmeye devam ediyor.

Almanya ve Fransa’da başlayan eylemler İtalya, Çekya, İspanya, Hollanda, Belçika, Polonya, Macaristan ve Yunanistan olmak üzere pek çok AB ülkesine yayılmış durumda. Avrupalı çiftçiler öfkeli, uygulanan tarım politikalarına tepkili…

Çiftçiler, kâr etmelerinin zorlaştığını, geleceklerini göremediklerini söylüyor.

Gerekçeleri ortak…

Eylemcilere göre, Latin Amerika ve Ukrayna'dan gelen tahıl ve gıda ürünleri iç piyasadaki ürünlerin değerini düşürdüğü için bu ürünlerin ithalatının durdurulması gerekiyor.

Ayrıca çarpık tarım politikaları, karmaşık piyasa düzenlemeleri, savaşlar sebebiyle ortaya çıkan yüksek enerji maliyetleri, doğa restorasyon hedefleri, desteklemelerdeki kesintiler, yakıt ve gübre maliyetleri, gübre ve pestisit kullanımına getirilen sınırlamalar ve su tasarruf tedbirleri tepki topluyor.

Avrupalı çiftçiler tarım sektörüne yönelik kısıtlamalarda daha fazla esneklik sağlanmasını, AB üyesi olmayan ülkelerin ürünleri üzerinde daha sıkı kontroller yapılmasını istiyor ve hükûmetlerinden daha fazla tarımsal destek talep ediyor.

Avrupa'da giderek yaygınlaşan çiftçi eylemleri ne anlama geliyor? Çiftçilerin hedefinde kimler var?

Peki eylemlerin sebebi gerçekten Ukrayna ve Latin Amerika ülkelerinden ithal edilen vergisiz, ucuz tarım ürünleri mi? Rekabet şartlarında yaşanan dengesizlik mi, çevre hassasiyeti mi?

Bunlar işin görünün yüzü, işin arkasında başka hesaplar var.

Bu, yaklaşan yangının ilk işaret fişekleri…

Bekleyin, görün.

Gıda baronlarının tekelleşme oyunları, esaret planları tıkır tıkır işliyor.

Gıda milliyetçiliği gittikçe etki alanını artırıyor.

Burada en dikkati çekici başlık “Yeşil Mutabakat” muamması…

Avrupa Birliği’nin, 2050 yılına kadar net sera gazı emisyonlarının sıfırlanması ve ekonomik büyümenin kaynak kullanımına bağlılığının sona ermesi gibi temel hedefleri içeren sözde yeni büyüme stratejisi!

Çiftçilere göre Avrupa Birliği ülkelerinde “Yeşil Mutabakat” kapsamında karbon gübre ve pestisit kullanımına ilişkin katı kurallar getirilerek tarımsal üretim zorlaştırılıyor.

Bunun Türkçesi şudur:

Küçük ölçekli çiftçiler tasfiye ediliyor. Avrupa’da başlayan bu rüzgâr yakın zamanda fırtınaya dönüşecek.

Bir şekilde dünya tarımı tekellerin eline teslim edilmek isteniyor.

Bill ve Melinda Gates Vakfı (BMGV) ile hükûmetler arasındaki “sera gazı” temalı ve süslü çalıştaylara dikkati çekmek istiyorum.

26 Şubat'ta Brüksel'de toplanan Avrupa Birliği ülkelerinin tarım bakanları neyi tartıştı?

AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, “kutuplaşmanın bir sembolü” olarak nitelendirdiği pestisit kullanımını azaltmaya yönelik bir planı geri çekmek istediğini açıklarken Belçika Başbakanı Alexander De Croo, “Yeşil Mutabakatı hayata geçirme kararlılığımızın bir parçası olarak çiftçilerimizi daha sürdürülebilir bir tarım geleceği için yanımızda tutmamız çok önemli.” diyor.

Çiftçilerin traktör yakarak, yolları kapatarak, gübre saçarak yaygınlaştırdığı; mazotlu, gübreli, saman balyalı “terör eylemleri” ne şekilde bastırılacak?

Avrupa için bıçak kemiğe dayandı, bir başka ifadeyle deniz bitti.

Bu daha ön gösterim. Filmin esas gösterimi 2025 yılı ve sonrasında vizyona girecek.

İçinde isyan olacak, açlık olacak, adaletsizlik olacak, acımasızlık olacak, vahşet olacak…

Tarım alanları ve hayvancılık olmadan sofralar boş kalacak; çaresizlik başlayacak, açlık yaygınlaşacak…

Siyasi istikrarsızlığın kum saati de kurulmuş durumda.

Bu arada, eylemci çiftçiler arasında yaşanan dağınıklık da gözden kaçmamalı. Fransız çiftçiler İspanya’daki çiftçileri suçluyor. Kâr etmelerinin zorlaştığını haykıran Alman çiftçiler İtalya ve Yunanistan’daki çiftçilerin sorumsuz davrandığını iddia ediyor. Her türlü kışkırtmaya açık, çok başlı bir olayla karşı karşıyayız.

Kuraklık, sera gazı tartışmaları, savaşlar, salgınlar…

Bu eylemler henüz ön hazırlık. Olgunlaştığına kanaat getirildiği anda düğmeye basılacak. Esas yangını ondan sonra seyredeceğiz!

QOSHE - Çiftçiler ne istiyor olabilir? - Selami Türkoğlu
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Çiftçiler ne istiyor olabilir?

8 7
01.03.2024

Avrupa’da çiftçi eylemleri her geçen gün yaygınlaşıyor. Yüz binlerce çiftçi, Avrupa Birliği'nin tarım politikalarını protesto etmeye devam ediyor.

Almanya ve Fransa’da başlayan eylemler İtalya, Çekya, İspanya, Hollanda, Belçika, Polonya, Macaristan ve Yunanistan olmak üzere pek çok AB ülkesine yayılmış durumda. Avrupalı çiftçiler öfkeli, uygulanan tarım politikalarına tepkili…

Çiftçiler, kâr etmelerinin zorlaştığını, geleceklerini göremediklerini söylüyor.

Gerekçeleri ortak…

Eylemcilere göre, Latin Amerika ve Ukrayna'dan gelen tahıl ve gıda ürünleri iç piyasadaki ürünlerin değerini düşürdüğü için bu ürünlerin ithalatının durdurulması gerekiyor.

Ayrıca çarpık tarım politikaları, karmaşık piyasa düzenlemeleri, savaşlar sebebiyle ortaya çıkan yüksek enerji maliyetleri, doğa restorasyon hedefleri, desteklemelerdeki kesintiler, yakıt ve gübre maliyetleri, gübre ve pestisit kullanımına getirilen sınırlamalar ve su tasarruf tedbirleri tepki topluyor.

Avrupalı çiftçiler tarım sektörüne yönelik kısıtlamalarda daha fazla esneklik sağlanmasını, AB üyesi olmayan ülkelerin ürünleri üzerinde daha sıkı kontroller yapılmasını istiyor ve hükûmetlerinden daha fazla tarımsal destek talep ediyor.

Avrupa'da giderek yaygınlaşan çiftçi eylemleri ne anlama geliyor? Çiftçilerin hedefinde kimler var?

Peki eylemlerin sebebi gerçekten Ukrayna ve Latin Amerika ülkelerinden ithal edilen vergisiz, ucuz........

© Diriliş Postası


Get it on Google Play