Tekfen Filarmoni Orkestra’sının kuruluş amaçlarından birisi farklılıkların bir arada var olabildiği ve hatta bundan da güç alarak müziğin barışın seslerinden biri olduğunu göstermekti. Bu konuyu, orkestranın öyküsünü kurucusu Ali Nihat Gökyiğit'le ne kadar çok konuşmuştuk. Onunla birlikte ülkenin dört bir yanındaki Tekfen Filarmoni konserlerini az mı gitmiştik? Orkestra üyelerinin geldiği ülkelerin sayısı kısa sürede Karadeniz, Hazar Denizi ve Doğu Akdeniz'den toplam 23 devlete ulaşmıştı… Orkestranın kurucusu Ali Nihat Gökyiğit’i bu yılın başında kaybettik. Tekfen Filarmoni de önümüzdeki Aralık ayı konserlerini kurucusuna ithaf etti.

Bu haberin ve köşemizdeki diğerlerinin ayrıntıları için lütfen https://www.ekonomim.com/yasam-keyfi adresine geçiniz...

Kilis Valiliği koordinasyonunda İpekyolu Kalkınma Ajansı desteği ve Kilis Belediyesi iş birliğinde Güneydoğu Anadolu bölgesinin kadim kentlerinden Kilis’in yöresel lezzetleri İstanbul’a taşındı. Hedef, Anadolu tarihinin, kültürünün ve mutfağının damga vurduğu Kilis’e “marka şehir” unvanını kazandırmak. Bunun için çalışmalar, yoğun bir şekilde sürdürülüyor. Bu bağlamda “Türkiye Yüzyılı’nda Kilis Mutfağı” temasıyla İstanbul’da gerçekleştirilen etkinlikte Kilisli şef Yunus Emre Akkor’un öncülüğünde Kilis yemekleri, konukların beğenisine sunuldu.

Hemen belirteyim, Kilis’in coğrafi işaretli dokuz ürünü bulunuyor: Kilis tava, şeyh-ul mahşi, katmer, ekşili kebap, kırk semseği, zeytinyağı, kübbülmüşviye, Kilis yorganı, cennet çamuru… Züngül ve kahvaltılık toz zahter için de coğrafi işaret başvurusu yapılmış… Biz bunlardan zeytinyağı, zahter, şeyh-ul mahşi ve Kilis tavayı dışarıda kurulan stantlarda ve yemekte tattık. Yunus Emre Akkor imzalı akşam yemeği menüsünde ise şunlar yer alıyordu: başlangıçta Kelle paça; mezelerde zeytinyağı ve zahter, kekikli salça, zahter salatası, muhammara, isli firik cacığı, zeytin piyazı, koruk sulu salata; ara sıcaklarda şeyh-ul mahşi, oruk kebabı; ana yemeklerde Kilis tava, pirinç pilava ve teşrube, tavuklu firik pilavı, yoğurtlu köfte ve tatlı olarak cennet çamuru...

Yeni mezun sanatçıların yaratıcılıklarını ve üretme motivasyonlarını desteklemek, onların sanat profesyonelleri ve sanat izleyicileri ile diyaloglarını geliştirmek misyonuyla yedi yıldır düzenlenen BASE bu yıl 2023 mezunu olan sanatçıların eserlerini bir araya getirecek. T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın katkılarıyla; Bilgili Sanat iş birliği ve Akaretler Sıraevler ev sahipliğinde, Trendyol Sanat ana sponsorluğunda; Jumbo, Kale Tasarım ve Sanat Merkezi (KTSM) ve TEB Özel Bankacılık eş sponsorluğunda bu yıl yedincisi gerçekleşecek olan BASE, her yıl olduğu gibi yeni nesil sanatçıların dünyaya ve sanata bakış açılarını gözler önüne serecek. BASE, 13 Aralık-17 Aralık tarihleri arasında her gün 11:00-19:00 arasında ücretsiz olarak ziyarete açık olacak.

Kendilerini “derin ve köklü bir kültürün elçileri” olarak tanımlayan Ensemble Rustavi - Gürcistan Devlet Halk Dansları Topluluğu, etkileyici bir performansla Türkiye'deki Kafkas dansı tutkunlarıyla buluşacak. 55 kişilik dansçı kadrosuyla 10 müzisyen ve 10 koro sanatçısı eşliğinde sahne alacak topluluk, 16 Aralık’ta Bostancı Gösteri Merkezi’nde müzik ve dans dolu bir gece yaşatacak.

Sevil Dolmacı İstanbul, Amerikalı graffiti sanatçısı ve ressam Chris Daze Ellis'in Türkiye'deki ilk kişisel sergisi “People and Places”i 31 Ocak 2024 tarihine kadar İstanbullu sanatseverlerle buluşturuyor. Sergi, Ellis'in Amerika'daki stüdyosunda ürettiği eserler ile 2022’de İstanbul’da Sevil Dolmacı Art Residency Programı kapsamında yaptığı üretimlerden oluşuyor.

China Moses, 16 yaşında çıkardığı "Time" adlı single ile dikkatleri üzerine çeken Moses, 2009'da idolü Dinah Washington'ı anan "This One's For Dinah" (Blue Note Fransa) albümü ile müzik dünyasında derin bir iz bıraktı. Piyanist Raphaël Lemonnier ile birlikte 2012'de çıkardığı "Crazy Blues" albümü, İngiltere "Times" tarafından 2013'ün en iyi 100 albümünden biri olarak gösterildi.

Son albümü "Nightintales" (EDEL) ile kendi müzikal yolculuğunda yeni bir dönem başlatan China Moses, 1 Aralık'ta CRR Konser Salonu'nda müzikseverlerle buluşacak.

Müdavimi olduğun mekânları say, deseler başına “bir zamanlar” koyarak Café Marmara’yı da söylerim. Günün hemen her saatinde, ama özellikle akşamüzerleri veya AKM’deki bir etkinlik varsa onun öncesinde veya sonrasında orada buluşurduk. Bazen de yemeğe gitmeden önce bir araya geldiğimiz mekân yine orası olurdu. 1990’lı yıllardı. Edebiyatçılar, sanatçılar, kültür insanları, gazeteciler hep Café Marmara’daydı. Belki de çoğumuz, yurt dışında duyduğumuz veya gördüğümüz, kitaplarda okuduğumuz Fransız bistro ya da brasserie konseptini, Viyana kahvelerini özlediğimizden, o havayı solumak için gidiyorduk. Neden ne olursa olsun oradaydık ve entelektüel sohbetler yapmak için ideal bir ortam vardı. Hilmi Yavuz da oradaydı, Attilâ İlhan da... Onat Kutlar’ı da orada kaybetmiştik.

Café Marmara kapanınca üzülmüştük. Taksim Meydanı’na bakan masalarında, pencerelerinde biriken anılarımız artık belleğimizde yaşayacaktı. Bir gelenek artık sürdürülemiyordu… Bu özel mekânın yeniden İstanbullular ile buluştuğunu öğrenince geçtiğimiz hafta içinde bir öğlen yemeği için ziyaret ettim.

QOSHE - Müzik, gastronomi, sergi, dansla daldan dala - Faruk Şüyün
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Müzik, gastronomi, sergi, dansla daldan dala

7 0
27.11.2023

Tekfen Filarmoni Orkestra’sının kuruluş amaçlarından birisi farklılıkların bir arada var olabildiği ve hatta bundan da güç alarak müziğin barışın seslerinden biri olduğunu göstermekti. Bu konuyu, orkestranın öyküsünü kurucusu Ali Nihat Gökyiğit'le ne kadar çok konuşmuştuk. Onunla birlikte ülkenin dört bir yanındaki Tekfen Filarmoni konserlerini az mı gitmiştik? Orkestra üyelerinin geldiği ülkelerin sayısı kısa sürede Karadeniz, Hazar Denizi ve Doğu Akdeniz'den toplam 23 devlete ulaşmıştı… Orkestranın kurucusu Ali Nihat Gökyiğit’i bu yılın başında kaybettik. Tekfen Filarmoni de önümüzdeki Aralık ayı konserlerini kurucusuna ithaf etti.

Bu haberin ve köşemizdeki diğerlerinin ayrıntıları için lütfen https://www.ekonomim.com/yasam-keyfi adresine geçiniz...

Kilis Valiliği koordinasyonunda İpekyolu Kalkınma Ajansı desteği ve Kilis Belediyesi iş birliğinde Güneydoğu Anadolu bölgesinin kadim kentlerinden Kilis’in yöresel lezzetleri İstanbul’a taşındı. Hedef, Anadolu tarihinin, kültürünün ve mutfağının damga vurduğu Kilis’e “marka şehir” unvanını kazandırmak. Bunun için çalışmalar, yoğun bir şekilde sürdürülüyor. Bu bağlamda “Türkiye Yüzyılı’nda Kilis Mutfağı” temasıyla İstanbul’da gerçekleştirilen etkinlikte Kilisli şef Yunus Emre Akkor’un öncülüğünde Kilis yemekleri, konukların beğenisine sunuldu.

Hemen belirteyim, Kilis’in coğrafi işaretli dokuz ürünü bulunuyor: Kilis tava, şeyh-ul mahşi, katmer, ekşili kebap, kırk semseği, zeytinyağı, kübbülmüşviye, Kilis yorganı, cennet çamuru… Züngül ve kahvaltılık toz zahter için de coğrafi işaret başvurusu yapılmış… Biz bunlardan zeytinyağı, zahter, şeyh-ul mahşi ve Kilis tavayı dışarıda kurulan stantlarda ve yemekte tattık. Yunus Emre........

© Ekonomim


Get it on Google Play