Toprağından koparılmış bir gül kanatmaz dikenleriyle elleri. Dağılarak yaprak yaprak. Solar gider düşleri.

Ayağa kalkıp yürüdükçe açılır yollar. Aşarak engelleri. Sırt sırta verdikçe. Sıra sıra yürüdükçe yan yana. Karıncalar gibi.

Her sabah “Üsküdar’a gidelim, Üsküdar’a gidelim” diye guruldar kumrular. Bir sabah Üsküdar’a uçtu biri. Dilinde tüy bitirerek söylediği Üsküdar, onun özlediği değildi. Dili tutulup orda kaldı. Dönmedi. Öteki kumrularınsa sesi çıkmadı bir daha.

Adayım. Başımın göğe erdiği. Denizin ıslatmadığı. Güneşle ışıyan. Ayla yıldızlarla karanlığa meydan okuyan. Yol gösteren deniz feneri. Bölerek denizi.

Deniz bütün heybetiyle yüklenir adaya. Dalgalar gider gelir, ıslanmaz bir çakıl taşı. Kumsal güneşli kalır. Üst üste binen evlerle, yığılan kalabalıkla, kesilen ağaçlar, yanan çamlarla bitirdiler adayı. Yağmurla, sellerle batırdılar.

Geceleri ağaçların arasında gezen yuvarlak bir ışıkla aydınlanır kasaba. Ayın gülen yüzüyle. Aynıdır ağaç direklerin altını aydınlatan sıra sıra ışık da.

Füruzan yaşamasının içinden geçen öyküler yazdı. Aramızdan ayrılışıyla bıraktığı boşluğu öyküleri dolduracak. Yaşatarak.

Bir kuş düştü ağaçtan. Tünediği dalı kemirirken açlıktan. Kuyruğu kopuk bir kedi. Fare kapanına kaptıran. Peyniri yemek için hırsızlıktan.

QOSHE - Karıncalar gibi - Adnan Özyalçıner
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Karıncalar gibi

18 6
17.02.2024

Toprağından koparılmış bir gül kanatmaz dikenleriyle elleri. Dağılarak yaprak yaprak. Solar gider düşleri.

Ayağa kalkıp yürüdükçe açılır yollar. Aşarak engelleri. Sırt sırta verdikçe. Sıra sıra yürüdükçe yan yana. Karıncalar gibi.

Her sabah “Üsküdar’a gidelim, Üsküdar’a gidelim” diye guruldar kumrular. Bir sabah Üsküdar’a uçtu biri. Dilinde tüy bitirerek söylediği Üsküdar, onun özlediği değildi. Dili tutulup orda kaldı.........

© Evrensel


Get it on Google Play