Ama Fareler Uyurlar Geceleyin adlı kitabındaki (YKY) öyküleri dilimize 2019 yılında kaybettiğimiz Kamuran Şipal çevirmiş. W. Borchert, bu kitabındaki öyküleri ölümünden iki yıl önce kaleme almış. Bu eseriyle umudunu, yurdunu, yaşama amaçlarını yitirenlerin sesi olmuş.

Kitabın arka kapağında “Gerçeklikle düş gücünü, insanın yıkıcı dünyasıyla edebiyatın yırtıcı karakterini birleştiren; dinmek bilmeyen coşkusu, ince mizahı ve canlılığıyla Borchert’in dili savaşın karanlığına özgün bir bakış getirmiştir. Bugün, tıpkı barışın ilk günlerine özgü tuhaf sessizlikte olduğu gibi, Borchert’in sesi hâlâ gür ve sarih biçimde duyulurken, savaş karşıtı feneri ışığını bütün keskinliğiyle koruyor” diyor.

Bunun gibi, Stephen Spender de onun için “Borchert’in dünyası George Orwell’in 1984’ün pek uzak değildir. Her ne kadar okur için bu dünyaya dışarıdan bakmak mümkünse de, belki de bildiğimizden çok daha fazlasıyla Borchert’in makinesi içindeyizdir” diyor.

“Korku, ikiyüzlülük, ödleklik yabancıydı Borchert’e, bütün çabası doğruyu açıkça dile getirmeye, yalanın maskesini düşürmeye yönelikti. Borchert’in çığlığıyla yakılıp yıkılmış, sefaletin kol gezdiği Almanya’da binlerce insanın dili çözülmüştü.” Bu saptama da Bernhard Meyer-Marwitz’e ait.

Kitaba adını veren öyküye gelelim: Dokuz yaşındaki Jürgen, elinde sopasıyla bombalanmış bir evin yıkıntısının üstünde beklemektedir. O sırada elindeki sepette tavşan yemi taşıyan biri görünür. Jürgen’e burada ne aradığını sorar. Jürgen, bütün ısrarlara karşın yanıtlamaz. Geçiştirir. Durumu anlayan adam, buradan ayrılıp kendisiyle birlikte gelirse ona tavşanlarını göstereceğini, hatta isterse bir tanesini verebileceğini söyler. Bu teklif Jürgen’i yumuşatır. Yıkıntının altında küçük kardeşinin kaldığını, farelerin onu yememesi için beklediği söyler. Tavşancıya göre bu, saçmadır. Çünkü, der, fareler gece olunca uyurlar. O yüzden benimle gelebilirsin. Bu yanıt Jürgen’i tatmin etmez, öğretmenlerinin böyle bir şey öğretmediğini söyler. Fakat ısrar üzerine tavşan besleyici adama inanır ve onun yanına takılır.

Wolfgang Borchert, İkinci Dünya Savaşı yıllarında Nazi Almanya’sında askere alınarak gönderildiği Rus Cephesinde ağır yaralanıp nasyonal sosyalizm karşıtı görüşlerinden dolayı tutuklanan, 1942 ve 1944’te iki kez çarptırıldığı ağır hapis cezasında yakalandığı hastalıklar yüzünden yirmi altı yaşında hayatını kaybetmiş.
Öykülerini okuyup sizlere tanıtmazsam kendimi borçlu hissedecektim.

QOSHE - “Ama fareler uyurlar geceleyin” - Aydoğan Yavaşlı
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

“Ama fareler uyurlar geceleyin”

26 1
30.04.2024

Ama Fareler Uyurlar Geceleyin adlı kitabındaki (YKY) öyküleri dilimize 2019 yılında kaybettiğimiz Kamuran Şipal çevirmiş. W. Borchert, bu kitabındaki öyküleri ölümünden iki yıl önce kaleme almış. Bu eseriyle umudunu, yurdunu, yaşama amaçlarını yitirenlerin sesi olmuş.

Kitabın arka kapağında “Gerçeklikle düş gücünü, insanın yıkıcı dünyasıyla edebiyatın yırtıcı karakterini birleştiren; dinmek bilmeyen coşkusu, ince mizahı ve canlılığıyla Borchert’in dili savaşın karanlığına özgün bir bakış getirmiştir. Bugün, tıpkı barışın ilk günlerine özgü tuhaf sessizlikte olduğu gibi, Borchert’in sesi hâlâ gür ve sarih biçimde duyulurken, savaş karşıtı feneri ışığını bütün keskinliğiyle koruyor” diyor.

Bunun gibi, Stephen Spender de onun için “Borchert’in dünyası George Orwell’in 1984’ün pek uzak değildir. Her ne........

© İz Gazete


Get it on Google Play