Selçuklu mutfak ve iftar geleneklerinin en güzel yaşandığı şehir Konya’dır. Öyle de olmalıdır çünkü Konya yüzlerce yıl Selçuklu Devleti’nin başkenti olmuştur. Konyalılar eski ramazan mutfağı geleneklerini özlemle anıyor ve şöyle anlatıyor: Mübarek ramazan öncesi her ilde olduğu gibi Konya’da da şehre ve bilhassa çarşılara bir hareket gelirdi. Çarşı hazırlıkları yanında mahallelerde, evlerde de aynı hareket ve heyecan görülürdü. Esnafl ar satacakları malları daha güzel teşhir ederlerdi. Bilhassa Konya sofralarında olmazsa olmaz olan tahinler, hoşafl ık üzüm çeşitleri, kuru kayısılar, hurmalar, ceviz içleri, güllaçlar, ekmek kadayıfl arı ve elbette küfl ü peynirler gibi kahvaltılılarda ramazan ayında daha bir ayrıcalıklı olurdu. Mahalle hazırlıkları ise eskilerde kaldı. Bu sokaklar eskiden Arnavut kaldırımı dediğimiz taşlarla döşeli olurdu. Bu sokaklar süpürülüp güzelce yıkanırdı. Şu an maalesef mahalle kültürü dediğimiz bu durum bireysel hazırlıklara dönüştü. Eskiden imece usulü evlerde şehriyeler dökülür, erişte kesilir, tatlılar, börekler yapılırdı. Ramazanın başlamasıyla davet telaşları da başlardı. Mahallede önce akrabalar sonra konu komşu ve ihtiyaç sahiplerini çağırırdı. Eskiden gelenek olarak ramazanlarda önce top atılır, sonra ezan okunurdu. Ezanın sesi ile bereket sofrası olan ortamda herkes beraberce orucunu hurma ile açardı. Gece sahurlar ise Konya’da ayrı lezzetli olurdu. Konya şebiti, tereyağı ve küfl ü peynir ile yapılan börekler, sıkmalar başrolde olur ve hoşaf ya da kompostolar yemeklere eşlik ederdi. Sahur vakti yaklaştı mı mahallenin davulcuları gelir, davul çalarak insanları uyandırırlardı.” Aslında Anadolu’muzun birçok şehrinde hala bu geleneklerin bir kısmı yaşatılıyor elbette geçen zaman birçok geleneğimizi de ne yazık ki aldı götürdü. Artık kalanlarla yetiniliyor. Var olanların kaybolmaması dileğiyle...

KONYA USULÜ SU BÖREĞİ

HAZIRLANIŞI Tencereye alınan kıyma kavrulur. Yemeklik doğranan soğan eklenerek kavrulmaya devam edilir. İnce ince kıyılan maydanoz ve baharatlar ilave edilerek soğumaya bırakılır. Hamur için yumurtalar kırılıp çırpılır. Su, tuz ve un eklenip hafif ele yapışan br hamur yoğurulur. 8 küçük, 2 büyük beze elde edilir. Bezeler açılmaya başlanır. Büyük olan bezenin biir açılır ve önceden tereyağıyla yağlayıp üzerine sıvıyağ, susam ve çörekotu atılan tepsiye kenarlardan biraz taşacak şekilde serilir. Orta kata kadar 4 yufka açılıp 4 eşit parçaya bölünerek bir bezin içinde kurumaması için saklanır. Büyük bir tencerede kaynayan suyun içine 1 çorba kaşığı tuz atılıp yufkalar tek tek haşlanır. Haşlanan yufkalar soğuk suyun içine alınır. Daha sonra kevgirde fazla suyu süzdürülür. Haşlanmış ve süzülmüş yufkalar tepsiye serilerek eritilmiş tereyağıyla yağlanır. Yufkaların üzeri kıymalı harçla kaplanır. Üzerine bir adet kuru yufka serilerek kalan bezeler de haşlanıp serilir. En üst katman için ikinci büyük beze açılarak kaplanır. Pişirme işlem bakır tepside çevrilerek yapılır. Bir tarafı pişen böreğin, öteki tarafı başka bir tepsi yardımıyla çevrilerek aynı şekilde pişirilir. MALZEMELER Hamuru için; 7 adet yumurta 2 su bardağı su 10 su bardağı un Tuz İç malzemesi için; 500 g orta yağlı kıyma Yarım çay bardağı sıvıyağ 3 adet orta boy soğan Tuz, pul biber, karabiber Yarım demet maydanoz Ara katları için; 2 yemek kaşığı ertilmiş tereyağı

QOSHE - Geleneklerimiz yitip, gitmesin - Adnan Şahin
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Geleneklerimiz yitip, gitmesin

6 20
18.03.2024

Selçuklu mutfak ve iftar geleneklerinin en güzel yaşandığı şehir Konya’dır. Öyle de olmalıdır çünkü Konya yüzlerce yıl Selçuklu Devleti’nin başkenti olmuştur. Konyalılar eski ramazan mutfağı geleneklerini özlemle anıyor ve şöyle anlatıyor: Mübarek ramazan öncesi her ilde olduğu gibi Konya’da da şehre ve bilhassa çarşılara bir hareket gelirdi. Çarşı hazırlıkları yanında mahallelerde, evlerde de aynı hareket ve heyecan görülürdü. Esnafl ar satacakları malları daha güzel teşhir ederlerdi. Bilhassa Konya sofralarında olmazsa olmaz olan tahinler, hoşafl ık üzüm çeşitleri, kuru kayısılar, hurmalar, ceviz içleri, güllaçlar, ekmek kadayıfl arı ve elbette küfl ü peynirler gibi kahvaltılılarda ramazan ayında daha bir ayrıcalıklı olurdu. Mahalle hazırlıkları ise eskilerde kaldı. Bu sokaklar eskiden Arnavut kaldırımı dediğimiz taşlarla döşeli olurdu. Bu sokaklar süpürülüp güzelce yıkanırdı. Şu an maalesef mahalle kültürü dediğimiz bu durum bireysel hazırlıklara dönüştü. Eskiden imece usulü evlerde şehriyeler dökülür, erişte kesilir, tatlılar, börekler yapılırdı. Ramazanın başlamasıyla davet telaşları da........

© Türkiye


Get it on Google Play